Öncelikle bu yeni yazı tipi de nedir? Diye soranlara, artık izlediğim ve hoşuma giden bazı filmler hakkında yazma kararı aldım. Böylece film bulmanın zor olduğu bu dönemlerde, benimle aynı kategorileri sevenler için alternatif filmler önerebileceğim.
*DİKKAT* Bu içerik sonlara doğru uyarılarla birlikte SPOILER içerebilir. SPOILER Uyarısını gördüğünüz yerleri filmi izlemeden okumayın..
Bilim kurgu ve Fantastik kategorisinde üretilen birçok film, neredeyse ergenlik yaşında gençleri konu alan ve ütopik bir gelecekte geçen bazı fantastik olayları ele alıyordu ancak buralarda mekan değişse de zaman, genelinde aynı kalıyordu.. Karanlık Zihinler ile birlikte zamanında aşıldığı yeni bir türeve geçmiş olabiliriz hatta içerik olarak ta diğerlerinden biraz farklı konsept bulduklarını da söyleyebilirim.
Hayatta kalma filmleri beni yıllarca hep etkilemiştir.. “Hatta bir grup genç” diye başlayan film özetlerinden filme olan beğenim o saniye artar. İşte bu da o tarz filmlerden biri “Bir grup genç, ütopik bir gelecekte bir salgından kaptıkları özel güçlerle renklere ayrılıyor ve hükümet tarafından kontrol altına alınmaya çalışılıyor.” Tamam, kabul ediyorum tam olarak anlamadınız dimi?
Peki spoiler vermeden biraz daha açık yazmaya çalışacağım..
Filmde, bir salgın oluyor ve başta çocuklar olmak üzere birçok kişi bu hastalık yada salgın olarak adlandırdıkları şeyden kurtulamıyor ve ölüyor.. Ancak buna bağışıklık kazanan bir grup çocuk ve genç hayatta kalıyor.. Ancak bu kişiler bu salgına bağışıklık gösterdiği için bazı özel güçler kazanıyor.. Örneğin göz rengi yeşil olanlar çok zeki, mavi olanlar telekinezi özelliğine sahipken, sarı olanlar elektriği kontrol edebiliyor. Turuncular, zihin yönlendirme yapabilirken, kırmızılar da ateşi kontrol ediyor.
Hükümet için en tehlikeli renkler Turuncu ve Kırmızı olarak kabul ediliyor. Çünkü kontrol edemedikleri herşey onlar için tehlikelidir.
Yeşil, mavi ve sarı renkleri güvenli olarak kabul edilip devlet kamplarında zorbalıkla yaşarken, turuncu ve kırmızılar doğrudan öldürülüyor. Ancak bir turuncu zihin yönlendirme yapıp kendini yeşil gibi gösterip 6 yıl boyunca kampta yaşıyor. Elbette bir süre sonra farkediyorlar. Ve kaçmak zorunda olan kızımız, kendi gibi olanlardan başka kimseye güvenemez.
Film, çeşitli aksiyon sahneleri içerirken, izleyicilerine kaliteli ve heyecanlı dakikalar sağlıyor..
Şimdi yazacakların SPOILER içeriyor… Lütfen filmi izlemediyseniz okumayın!!!
The Darkest Minds, Türkçe adıyla, Karanlık Zihinler filminde beni etkileyen bazı sahneler hakkında da konuşmak istiyorum..
Öncelikle başrol karakterimizin ailesinden kendi anılarını silmesi? Bu nasıl bu kadar kolay olabilir, daha güçlerini bile kullanmayı bilmeyen bir kız için oldukça zor bir şey olsa gerek.. çünkü diğer turuncu olan eleman kendini o kadar geliştirmesine rağmen bu yeteneğe sahip değilken kızın bunu gücünü kazandıktan 3sn sonra yapabilmesi biraz ilginç kaçtı.
Sonrasında nasıl oluyor da kafasına helikopter düşmesine rağmen şu diğer turuncu eleman ölmüyor? Onu da anlamıyorum.. sadece zihin yönlendirme yeteneği var.. Dolayısıyla ekstra ölümsüzlüğü falan yok.. Helikopterin patlamasından çıkan ateşten oldukça uzak olmasına rağmen yeşil gözlü zeki eleman hastanelik olup komada yatarken turuncu elemanın kafasına helikopter düştükten sonra kolunda sargı beziyle kurtulması da komik kaçtı.. Zaten kafasına helikopter düşmesi de oldukça saçmaydı.. O kadar şeyi düşünebilen bir eleman kafasına helikopter düşene kadar olayları anlamıyor. Bu da ilginç oldu..
Tabi ki filmin, ikinci bir versiyonunun üretilmesi için böyle bir şey yapılmış olabilir.. Ama ayrılma sebepleri sizce de komik değil mi? Yani birden aşık oldular birbirlerine hadi onu anladım. Ama kız birliğe girip, diğer elemanın kendisine ait anılarını silip, gönderince hem üzücü oldu hemde anlamsız.. Neden yapsın böyle bişey hala sorguluyorum kendimi..
Film genel olarak bu şekilde.. ancak sahneleri ve sürekliliği kendini izletiyor..
Şimdiden iyi seyirler..
Yorumlar (0 )