Daha önce saç ekimi hakkında birkaç yerden bilgi aldıysanız ya da çevrenizdeki arkadaşlarınızdan bazıları bu operasyonu gerçekleştirdiyse muhtemelen siz de saç ekimi operasyonunu hayatınızda bir kez olsun düşünmüşsünüzdür. Ancak bazı soru işaretlerinden dolayı, ertelemiş ya da hiç yaptırmamaya karar vermiş olabilirsiniz. Bu makalede saç ekimi yaptırmış birinden doğrudan bilgileri alacak ve bir pazarlama çalışması olmadan sorulanıza yanıt bulacaksınız. Evet! Doğrudan benden!
Aslında uzun yıllar hiç saç ekimi yaptırmayı düşünmemiştim. Çünkü saçlarımın döküldüğünden bile haberim yoktu. Spor yapan biri olarak antremandan sonra duş alırken ilk kez orada saçlarımın döküldüğünü farkettim. Sonrasında bu dökülmeler oldukça çoğaldı ve önlenemez hale geldi. Birkaç kez dermatoloji ve çeşitli doktorlara başvurdum. Kullandığım onlarca medikal ilaç ve bitkisel tedavilere rağmen dökülmeyi durduramadım. Kimi bunun genetik olduğunu söylerken kimi de strese bağlı olduğunu söyledi.
Stresli bir işim vardı ancak tamamen buna bağlı olarak döküldüğüne de pek inanmadım açıkçası..
Buna bağlı olarak ertesi gün ve sonraki diğer günlerde algıda seçicilik ile birlikte birçok saç ekimi yaptırmış kişiyi çevremde görmeye başladım. İlk kez o zaman saç ekimi yaptırma fikri o zaman ortaya çıktı.
O akşam kafamda onlarca soruyla eve geldim.. İlk olarak bu operasyon acaba pahalı mı diye düşündüm. Eğer çok pahalı bir operasyon ise baştan vazgeçecektim. İstanbul’da ikamet eden biri olarak önce istanbul’da saç ekim merkezleri’ni aramaya başladım. Bulduğum birkaç klinikten fiyat istedim, bana önce resimlerimi göndermemi söylediler sonrasında başımın hangi bölgesine saç ektirmem gerektiğini, hangi tekniği kullanacaklarını ve daha onlarca şeyi detaylı şekilde açıkladılar.
Evet! Birçok soruya cevap aldım ancak aynı anda onlarca kliniğe yazdığım için hepsi benzer açıklamalar yaptı! Artık yeni sorularım oluşmaya başladı..
Araştırma yapmaya devam ettim, bu süreçte daha önce saç ekimi yaptırmış kişilerin yorumlarını referans olarak alıp, birçok operasyon öncesi ve sonrası resimlere göz attım. Artık kafamda birkaç yer oturmaya başlamıştı. Çünkü operasyon sonrası nasıl görüneceğimi biraz olsun anlayabilmiştim.
Bu yüzden iyi bir klinikte neler bulunması ve nasıl olması gerektiği hakkında çeşitli yazılar okudum.. Öğrendiğim şeylerin birkaçını işte listeliyorum.
Bunlara kesinlikle dikkat etmenizi öneriyorum!
Şimdi merak ettiğiniz birkaç soruya cevap vererek ilerleyelim.
En basit yanıt olarak “Donör bölgesi yeterli olan herkes” diyebilirim.
Donör bölgesi; başınızın arka kısmında bulunan bölgeye verilen ve köse yada kel olsanız dahi her zaman saç bulunan kısım olarakta adlandırılan bölgedir.
Saç ekim operasyonu 2 aşamada gerçekleşir. Başın arka bölümünden yani donör bölgeden alınan saç kökleri, ekim yapılacak alana ekilir. Dolayısıyla eğer yeteri kadar saç kökünüz yoksa saç ekim operasyonu yeterince başarılı geçmeyecektir. Burada yeterlilik kısmına hastane yetkilileri ücretsiz olarak danışmanlık veriyorlar ve operasyonun ne kadar başarılı geçeceğine, operasyon öncesi garanti veriyorlar. Belirli bir yaş sınırı olmamakla birlikte, öğrendiğim kadarıyla kronik rahatsızlıkları (şeker hastalığı, tansiyon vb.) olan kişiler bile operasyonu geçirebiliyorlar.
Yaptırdığınız yere göre değişmekle birlikte, asıl önemli olan kullandıkları anestezi yöntemi diyebilirim. Benim geçirdiğim operasyonda “ağrısız anestezi” olarak adlandırdıkları bir cihaz kullandılar. Bu iğneli sürecin biraz öncesinde kullanılan püskürtme yöntemi ile başın arka kısmını uyuşturdukları süreç. Ancak bunun hemen sonrasında iğneli kısım ile anestezi sıvısı veriyorlar ve bu kısım azda olsa biraz acıtıyor. Ancak korkmanızı gerektirecek bir acı değil. Eğer sigara içmiyor ve alkol kullanmıyorsanız bu kısım tamamen kolayca geçiyor. Sigara ve alkol kullanımında bazı hastaların daha çok acı hissettiğine şahit oldum. Yaklaşık 3-5 dakika sürüyor bu işlem..
Ben Safir Perkutan tekniği ile saç ekimi operasyonu gerçekleştirdim. Bu yöntem klasik FUE tekniğine göre kanalların 3D olarak açılmasına olanak sağlıyor.
Donör bölgeden alınan kökler ekim bölgesine transfer edilmeden önce kökleri yerleştirebilmek için uzman doktorun açtığı delikler olarak adlandırılıyor. Klasik FUE tekniğinde bu kanallar düz bir çizgi şeklinde açılırken, Safir perkutan tekniğinde 3D olarak açılıyor.
Şöyle ki; eğer kanallar düz çizgi olarak açılırsa daha az kanal açılıyor. Çünkü doktorlar yan yana onlarca düz kanal açamıyorlar, açsalar bile çizgi şeklinde kanallar birbirine çok yakın olmuyor. Yakın olmayan kanallar operasyondan bir süre sonra saçlar çıkmaya başladığında seyrek bir görüntü oluşturuyor ve doğallığı ters yönde etkiliyor.
Ancak Safir Perkutan yönteminde kanallar nokta şeklinde açıldığı için yan yana binlerce yakın kanal açılıyor ve operasyon sonrası oldukça doğal bir görüntü sunuyor.
Daha çok kadınların ya da az miktarda saç ekimine ihtiyacı olan kişilerin tercih ettiği bir yöntem olarak adlandırılan DHI tekniği, Tıraş olmadan ekim yapılmasına olanak sağlıyor. Böylece saç ekim yapıldığı çok anlaşılmıyor. Ancak dediğim gibi; “Bu yöntem daha az miktarda saç ekimine ihtiyaç duyulan kişilerce tercih ediliyor.”
Bu kısımla ilgili yorum yapıp yapmamakta oldukça kararsızdım.. Sonuçta bir firma ismi vermek biraz pazarlama gibi olacaktı. Ancak Türkiye’de birçok saç ekim merkezi olduğunu düşünürsek sanırım kendi yaptırdığım yeri açıklıyor olmam, yaptırmak isteyen kişilere faydalı olacaktır.
Benim operasyon geçirdiğim yerin adı istanbul vita! Hastane ortamında ve doktor eşliğinde, Safir perkutan tekniği ile saç ekimi yapıyorlar. Hatta sadece saç ekimi değil diğer birçok estetik operasyonu’da yapıyorlar. Kendilerini çok tanıtmayacağım keza avrupa’nın birçok bölgesinde zaten tanınıyorlar.
Hatta Fransa’da yaşayan bir arkadaşıma istanbulvita’da operasyon yaptım dediğimde Evet! Biliyorum orayı.. demişti.
Evet! herşeyden bahsederken önemli bir konuyu kaçırıyorduk.. Öncelikle net bir fiyat vermem sanırım doğru olmaz tam olarak şu fiyata yaptırdım demek onların firmanın değişen fiyat yapısına da haksızlık olur. Ancak kendilerin’den çevreme söyleyebileceğim bir fiyat istedim ve yaklaşık olarak 7-10 bin TL arasına operasyona yapabileceklerini söylediler. Bu fiyatlara 5 yıldızlı otel, VIP transfer ve birçok ilacın dahil olduğunu da söylemekte fayda var. Tabi ben yaklaşık 6 ay önce operasyon geçirdiğimden bu fiyat aralığının biraz daha altına yaptırdığımı söyleyebilirim.
Herşeye değinip operasyon sonrası süreci anlatmamak sanırım eksik olurdu.. Çok detaylı olarak konuya girmeyeceğim ancak genel süreçten bahsedeceğim..
İlk gece biraz uyumakta zorlandım çünkü sırt üstü hareket etmeden yatmak zorunda kalıyorsunuz ve plastik materyalden yapılmış bir boyun yastığı üzerinde uyuyorsunuz. Bu yastık operasyon sonrası 10 gün boyunca kullanacağınız en yakın uyku arkadaşınız oluyor. Tabi bunun dışında günlük olarak birkaç ilaç alıyor ve köpük benzeri bir losyon ile saçınızı yıkıyorsunuz.. Onuncu günde kabuk dökme süreci başlıyor.. İnternette çeşitli videolar var, kolayca yapabilirsiniz. Ben operasyon sonrası ilk 3 ay saçlarımı hiç traş etmedim ve ayda birkez PRP tedavisi uyguladım.. Bugün itibari ile saçlarımın neredeyse %50’sinden fazlası çıktı ve saç dökülmesi tamamen durdu. Benim için saç dökülmesi ve stres artık geride kaldı.. Umarım diğer herkes benim gibi çözüme kavuşur.. Teşekkürler istanbul vita.. teşekkürler..
Yorumlar (0 )